Boyabat Pirinci

MEŞHUR BOYABAT PİRİNCİMİZ
BOYABAT PİRİNCİNİN ÖYKÜSÜ
Yeryüzüne hayat veren suyun, toprağa atılan tohum ile izdivacının
raksında şekillenerek büyüyen ve suya hasreti, olgunlaşıp biçilinceye
kadar hiç bitmeyen bir bitkidir çeltik. Çeltik bitkisi belli aşamalardan
geçerek sofralarımıza gelir ve damak zevkimize lezzet katar.
Böylelikle pirinç, tüketilen temel gıda maddelerinin en önemlileri
arasında yerini alır.
Su ve sıcakla birlikte olgunlaşan ve her iklime uygun olmayan
bu bitkinin yetiştirilmesi çok meşakkatli bir iştir.
O yüzden karış karış emek ve alın teri olan bu ürünün değeri,
yetiştiricisi için altın kıymetindedir. Her bir başağını yerlerde,
her bir tanesini yediği tabaklarda bırakmayacak kadar
kıymetlidir pirinç, yetişmesinde enerji harcayanlar için
Çeltiğin yetişmesi işlemine gelince, göl denilen yüksek
kaşlarla örülmüş toprak, suyun sürekli bir biçimde muhafaza
edileceği şekilde hazırlandıktan sonra, keşen denilen toprağın
yoğrulması işleminin ardından yoğurt haline getirilmiş
ekim alanı, çeltik tohumuyla buluşturulur. Bu kıvama
getirilerek yere düşen tohuma toprak yataklık, su ise
yorgan vazifesi yaparak onu sinesinde büyütür.
Suda eriyen oksijeni kullanarak gelişimini sürdüren çeltik,
daha sonra ilaçlama safhasının ardından yabancı otlardan ayıklanır.
Bütün bunlarla yetinmeyen çeltik bitkisi, ak saçlı, eli nasırlı,
ayağı topraktan aşınmış, beli yorgun, sürekli su içinde
çalışmaktan romatizma hastalığına yakalanmış çilekeş kadınların
elinden tek tek geçerek, yabancı otlardan temizlenip
sevgi ile okşandıktan sonra, heyecanla büyümeye başlar.
Bir sonraki aşaması toprağın cinsine göre düzenlenen
miktar ve oranlarla gübrelenip güçlendirilme işlemidir.
Nazlı bir sevgiliye yada hastaya gösterilen ihtimam gibi, beş
ay süren titiz bir emeğin ardından başak haline gelip,
olgunlaşmış bir insan edası ile kendisine verilen emeği inkar
etmeyerek, tevazu kanatlarını yere serercesine
boynunu büküp, nazını çeken çiftçisine biçilmeye hazır
bir şekilde teslim olur.
Harman ve patozlanma işleminin ardından fabrikalara
gönderilmekteydi. Şimdi ise, her sahada hayatımıza hakim olan
teknolojinin getirdiği kolaylıklardan biri olan biçer -
döverlerin bıçaklarından geçerek, taneleri saplarından
ayrılan ve harman yerlerinde kurutulduktan sonra
fabrikalara gönderilen çeltik, özel bir gayret ile
kabuklarından ve kepeklerinden ayrılarak pirinç haline getirilmektedir.
Çeltiğin pirince dönüşümünde fabrika verimi % 60 olursa,
çitçi randımanı verimli, dönümüne bire 20-30 arası karşılık
gelen toprak veriminde ise mahsulünü verimli olarak değerlendirir.
Çeltik kabuğundan ayrıldıktan sonra; pirinç, kırık,
ufak ve kepek gibi yan ürünler ortaya çıkmakta ve her
birisi de ayrı ayrı değerlendirilmektedir.
Uzun süre su içinde kalan, çamur toprağın nazlı bitkisi çeltiğin
dilinden, Boyabat'ın çeltik yetiştiricileri çok iyi anlamaktadır.
İleri düzey teknik, ilaç, gübre araç ve gereç donanımlarını etkin
bir biçimde kullanarak topraklarını mahir bir şekilde
işleyen çiftçilerimiz, arazi alanı dar olmasına rağmen
yeterli düzeyde ve verimli ürün elde edebilmektedirler.
Dünya da, Ülkemiz den başka Çin, Japonya, Amerika,
Vietnam ve Tayland gibi ülkelerde çeltik yetiştirmektedirler.
Dünya genelinde her yıl 500 milyon ton pirinç üretilmekte olup,
bunun 165 milyon tonunu Türkiye üretmektedir.
Ülkemizde; Marmara, Karadeniz ve Ege bölgesinde
yetiştirilen pirincin il bazındaki dağılımı; başta
Kastamonu Ve Sinop olmak üzere, Edirne, Samsun,
Çorum, Manisa, İzmir, Balıkesir'dir
Türkiye topraklarının 53 bin hektarında pirinç yetiştirilmektedir.
Bölgemizde yetiştirilen çeltikten üretilen pirinç,
ülke içindeki Önemli Bir Yere sahiptir.
Ülkemizde pirinç üretimi, iç tüketimin yarısı kadar
olmasına rağmen, pazar bulunamadığından üreticisinin
elinde kalmaktadır. Et ve diğer tahıl ürünlerinde olduğu gibi,
yanlış bir şekilde yürütülen tarım ve ithalat politikaları
sebebi ile pirinççilik üretim açısından tükenmek üzeredir.
Boyabat,daki ekim alanlarında hali hazırda Sarı Kılçık,
Ak Çeltik, Baldo Osmancık-97 gibi pirinç türleri yaygın
bir şekilde yetiştirilmektedir.
Boyabat pirinci yetiştiği coğrafya avantajlarını da arkasına
alarak, özellik, kalite ve lezzet açısından kendine has ve marka
olma imkanını elde etmiştir. Çünkü Boyabat'ın kendi yöreleri
arasında bile bölgesel üretim farklılıkları bulunmaktadır.
Boğazda yetişen pirinç ile ovanın serpilerek sıcakla buluştuğu
alanlardaki pirinç arasında bile kalite farklılıkları ortaya çıkmaktadır.
Bu nedenle, adına Boyabat pirinci denilerek çeşitli yerlerde
satışa sunulan türlere aldanmamak gerekir.
Boyabat insanı pirinç pilavına aş demekte olup,
pirinç üretimini aş adı altında, ekmek kapısı olarak nitelendirmektedir.
Sofrasında da pirinci ana yemek yada kombine olarak sürekli bulundurmaktadır.
Bu açılardan bakıldığında pirinç sadece insanımız için bir
yiyecek değil, aynı zamanda; pirinç yetiştiricisinin geçim
kaynağı ve bölgesel kültüründe diğer adıdır.
Sadece Boyabat da değil, pirinç dünyanın en önemli ana
yiyeceklerinden biri olma özelliğini hala korumaktadır.
Türk mutfağının da en leziz yiyeceklerinden olan pirinç
başlı başına bir yemek çeşidi olduğu kadar yer yer
kombine olarak ta sofralarımızı süslemektedir. Boyabatımızın
ev ve lokantalarında yapılan yemeklerde sayı ve çeşit olarak
pirinç zenginliği net bir biçimde göze çarpar. Düğünlerimizin
vazgeçilmez yemeği olan pirinç, dev kazanlarda kendine özgü
yöntemlerle pişirilmektedir. Suda haşlanan pirinç, suyunu
çekince üzerine dökülen kızdırılmış yağ ile cilalanır ve yapışkanlığı
bu şekilde önlenerek tane tane ve ışıl ışıl bir biçimde davetlilere sunulur.
Bundan başka, pirinçle yapılan daha bir çok yemek çeşidi de bulunmaktadır.
Dünyanın çeşitli ülkelerindeki hiper ve süper marketlerde
ambalajlar içinde Boyabat Pirinci markası ile halka sunulan
pirinçlerin, maalesef Boyabat pirinci olmadığı müşahede
edilmektedir. Bu nedenle, markalaşmış üretimimiz maalesef
yok olmaya yüz tutmuş ve marka olan pirinç ırklarımız kaybolmuştur.
Ne yazık ki, artık dışarıdan ithal edilen pirinçler nedeniyle,
üretici pirincini satacak pazar bulamamaktadır.
Yol kenarlarındaki büfelere mahkum ve
Ankara-İstanbul gibi metropollerde yaşayan memurların,
memleketlerine gelerek iş ve ikamet çevresindeki
halka satmak üzere alıp götürdükleri, 3-5 tonluk
satışlarla oluşturulan iç piyasa, Boyabat pirincinin
hak ettiği hazin son olmamalıdır !
Yerel anlamda ise, Boyabatlı esnaf ve yatırımcının bir araya
gelerek kurabilecekleri bir çeltik fabrikası desteğinden
yoksun kalan çitçi Köylü milletin efendisidir tanımlamasının
dışına çıkalı çok zaman olmuştur. Halbuki, İlçemizde el birliği
ile kurulacak donanımlı, kurutma, ayıklama,
cilalama ve paketleme işlemi yapabilen böyle bir fabrikanın
kurulması demek, esnafın, ilçe halkının ve yöneticilerin
işini kolaylaştıracağı gibi, köylü üreticinin de yüzünü
güldüreceği muhakkaktır. Kaliteli bir üretimin,
pirincimizin ithal edilmesi noktasında
Sinop ve Boyabat adının büyütülmesinde önemli katkılar
sağlayacağında hiçbir kuşku bulunmamaktadır.
Toprak İsteği
az, derin, tınlı ve besin maddelerince zengin
topraklarda daha iyi yetişir. Çeltik tarımı için optimum
pH 5.5-7.5 arasıdır. pH'sı 3-8 arasında değişen topraklara
da uyum sağlayabilir. Tuzlu toprakların ıslahında en ideal
bitkilerden biridir. Topraktaki eriyebilir tuz yoğunluğu
600 ppm 'in altında olmalıdır.
Ekim Nöbeti
Aynı tarlaya üst üste sürekli çeltik ekilirse verim düşer,
yabancı otlar ve hastalıklarla mücadele zorlaşır.
2-3 yıl üst üste çeltik ekildikten sonra tarlaya
yem bitkilerinden birisi ekilmelidir.
Baklagil yem bitkileri topraktaki azot bileşiklerini arttırdığı için tercih edilmelidir.
Tohumluk
Tohumluk hastalıklardan, yabancı otlardan ve kırmızı
çeltik tohumlarından temizlenmiş ve sertifikalı olmalıdır.
Mümkünse 3-4 yılda bir sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır.
Ekilecek tohum miktarı çeşidin özelliklerine, ekim zamanına
ve toprağın verimlilik durumuna göre değişir. Küçük daneli
çeşitler 15kg/da, orta daneli çeşitler 17-18 kg/da ve iri daneli
çeşitler 20 kg/da tohum ekilebilir. m2 ye atılacak tohum 500-600 adettir
Tohumların Ekime Hazırlanması
Tohumlar 2 gün önce su içine konulup ön çimlendirme yapılır.
Ön çimlendirme esnasında çeltik yanıklık hastalığı ile
mücadele amacıyla fungusitlerden birisiyle (Benomyl, Carbendazim)
ilaçlama yapılmalıdır. Beyaz uç nemotoduyla mücadele için ön
çimlendirmeden önce tohumlar 55-60C sıcak suda 10 dakika
tutulması tavsiye edilmektedir.
Ekim Zamanı
Ekim zamanını yetiştirilecek çeşidin vejetasyon süresi,
hava ve sulama suyu sıcaklığı belirler. Çeltik için çimlenme
ve fide devresinde en uygun sıcaklık 18-35 derecedir.
Çeltik ekimi yapılması için su sıcaklığının en az 12 derece
olması gerekir. Bölgemizde Mayıs ayının 1.haftasından sonra
ekim yapılması uygundur.
Ekim Yöntemi
Ekim yöntemleri 1.Serpme (elle, gübre saçıcıları ile, uçakla),
2.Mibzerle 3. Fideleme. Ekimden önce tavalar iyice bulandırılmalı
ve tohum üstünde ince mil örtüsü oluşması sağlanmalıdır.
Tohumlar toprak yüzeyine tutunduktan 3-4 gün
sonra tavalardaki su boşaltılır. Tavalara 5-6 gün sonra ince bir su verilir.
Gübreleme
Öncelikle çeltik ekilecek tavalardan toprak numunesi alınıp
tahlil ettirildikten sonra gübre kullanılmalıdır.
Çeltik için tavsiye edilen azotlu gübre,
Amonyum Sülfat gübresidir .
Dekara 80 kg kullanılmalıdır. Amonyum Sülfat gübresinin
yarısı ekimle birlikte, yarısı da ekimden 55-60 gün
sonra uygulanabileceği gibi; bir kısmı ekimde, bir kısmı
kardeşlenme başlangıcında ve geri kalan
kısmı da ekimden 50-60 gün sonra kullanılmalıdır.
Çinko noksanlığı pH' sı yüksek olan sodik topraklarda
ve toprak düzlemesi sırasında fazla toprak alınmış sahalarda görülür.
Sulama
Su yüksekliği bitkilerin gelişmesine bağlı olarak,
yükseltilir ve maximum gelişme devresinde
15 cm civarında tutulur. Hasattan 20-30 gün önce
tavalara su akışı durdurulur ve tavalardaki mevcut su boşaltılır.
Erken dönemde su kesmek danelerin tam anlamıyla dolmasını
önler ve pirince işleme sırasında kırık oranının artmasına
sebep olur. En uygun sulama suyu sıcaklığı 25-30 derecedir.
Çimlenme için maximum su sıcaklığı 42-44 derecedir.
Bu sıcaklıklardan sonra çimlenme olmaz.
Gelişmenin her devresinde 30 0C'nin üzerindeki
sıcaklıklar ürüne olumsuz etki yapar.
Fide gelişimi sırasında, herhangi bir devredeki su kesilmesi,
yabancı ot tohumlarının çimlenmesini teşvik eder ve yeni
yabancı otların ortaya çıkmasına sebep olur.
Bitki boyu su yüksekliğinden etkilenir.
Su yüksekliği arttıkça bitki boyu ve dolayısıyla yatma
artarken, salkım sayısı azalır. Yüksek sulama suyu sıcaklığı,
salkım sayısını azaltır ve başakçıktaki sterilite
oranını arttırarak verim üzerine olumsuz etki yapar.
Sulama suyu yetersizliği durumunda 3 gün sulama 2 gün su
kesme veya 8 gün sulama 3 gün su kesme şeklinde sulama yapılabilir.
Hasat ve Harman
Salkımların €'nin saman rengini aldığı, alt kısımdaki
danelerin sert mum dönemine ulaştığı zaman çeltik hasat edilir.
Bu dönemde danelerin rutubet oranı % 22-24 arasındadır.
Erken hasatta olgunlaşmamış tebeşirimsi,
yeşil daneler nedeniyle verim ve randıman düşer.
Geç hasatta ise kuşlar ve kemirgenler gibi hayvan zararı
ile kırık dane oranı artar. Kurutma problemi ortaya çıkar.
Kurutma
Çeltik mahsulünün güvenli depolanması için rutubet
oranının ' ün altına düşürülmesi gerekir.
Güneş altında kurutma yapılırken; çeltik ürünü sert beton
veya benzeri zemin üzerine serilir. Sergi kalınlığı 4-5 cm' yi
geçmemelidir. Kürek veya tırmıkla sık sık karıştırılmalıdır.
Çeltik mahsulünün güvenli depolanması için rutubet
oranının ' ün altına düşürülmesi gerekir.
Güneş altında kurutma yapılırken; çeltik ürünü sert beton veya
benzeri zemin üzerine serilir. Sergi kalınlığı 4-5 cm' yi
geçmemelidir. Kürek veya tırmıkla sık sık karıştırılmalıdır.
Depolama
Depolama sırasında çeltik rutubeti 'ün altında olmalıdır.
Yüksek olursa mikroorganizma faaliyeti ve böcek zararı artar.
Ambar nispi rutubeti `'ın altında olmalı, sıcaklık da mümkün
mertebe düşük tutulmalıdır. Çuvallar ağaçtan yapılan platformda
yığılarak depolanırsa, çuvallarla zemin arasında hava sirkülâsyonu
sağlanmış olur. Tohumluk olarak kullanılacak çeltikler
2 yıldan fazla depolanacaksa mutlaka dane nemi % 13 ün altında
ve ortam sıcaklığı 100C civarında olmalıdır.
Ç.k Yanıklığı Hastalığı
Bu hastalığa bruson, kurt boğazı, sam vurması, pas gibi isimlerde
verilmektedir. Bitkinin yaprak ayasında, kınında,sap ve salkım
kısımlarında görülmektedir. Kontrolü, dayanıklı çeşit ekmek,
aşırı azotlu gübre kullanımından kaçınmak, sık veya
geç ekim yapmamak, hasat sonrası tarlada anız bozmak,
münavebeli ekim yapmak. Ekimden önce uygun
fungisitlerle 100 litre suya 200 g ilaç karıştırılarak
tohum ilaçlaması yapılmalıdır. Bunun için tohum
çimlendirmek amacıyla su içerisine bırakıldığında 24 saat
ilaçlı su içerisinde bekletilir. Hastalık tarlada görüldüğünde;
Benomyl etkili maddeli ilaçlarla 100 litre suya 60 g ilaç veya
Carbendazım etkili maddeli ilaçlardan biri ile dekara 150 g
kullanılarak bir hafta ara ile iki, gerekirse üçüncü ilaçlama,
yeşil aksam ilaçlaması olarak uygulanmalıdır.
Çeşit Seçimi
Tohumluk olarak ekilecek çeşitlerin mutlaka sertifika belgesi
bulunmalıdır. Osmancık 97, Ribe, Rocca,
Sürek 95, Kıral ve Baldo çeşitleri bölgemiz için tavsiye edilebilir
www.Boyabat57.com '' alıntıdır ''